Ergenekon Davasının Sonuçları
Yaklaşık 5-6 yıldır süren Ergenekon davası nihayet sonuçlandı. Nihayet diyorum, çünkü Ergenekon davası başladığında, Kürt-Kurdistan kamuoyunda da bir hayli tartışıldı. Kurdistan politik dünyasının Ergenekon davasına olan ilgisi, Ergenekonun, Türkiye’ de demokrasinin geliştirilmesi, Askeri darbelerin önlenmesi ve Kürt –Kurdistan sorunun çözümü yolunda önemli bir aşama olacağını dile getiriyorlardı. Benim de içinde olduğum küçük bir kesim bu düşüncelerin yanlış olduğu, Ergenekon davasının, TC’ yi aklama ve Kurdistan’ daki statüsüne ‘’ meşruiyet’’ kazandırmanın bir adımı olacağını ısrarla belirtik.
Diğer önemli bir olguda, Ergenekon davası yada Kurdistan’ da TC’ nin kendisi olan TSK’ nin uygulama ve hiyarerşik yapısı ile, TC’ nin değişen yeni koşullar karşısında ayakbağı konumunda olduğunu, Kurdistan halkına karşı yürüttüğü kuralsız şavaş ile miadını doldurduğunu, TC’ nin konumunu uluslararası alanda olumsuz etkilemesi ile bir şekilde tasfiye edilmesi bir zorunluluk haline gelmişti.
TC’ nin bu durumda bir karar vermesi gerekirdi, ya Kurdistan’ da yürüttüğü kuralsız bir savaşla mafyalaşan TSK ile yürüyecekti yada TSK bir çeki-düzen verilip, uluslararası alanda refahlayacaktı. Doğal olarak TC ikinci yolu, TSK’ nin yeniden organize edilmesi ve bunu yaparken demokrasi ile darbeci bir anlayış arasındaki mücadele olarak lanse ederek, uluslararasında kaybettiği itibar-saygınlığı kazanma yolunu seçti. TC bu yöntemle Kurdistan’ da da azımsanmayacak bir destek almıştı.
Gerçi TC’ nin değişik kanatları, İslamcı-Laik kanadı arasında bu tür mücadele sürekli olmuştu. İki kanad’ın ortak hedefe farklı yollardan ulaşma istemi, küçük çapta bir çatışmayı bünyesinde taşımıştır. TC’ nin farklı kanatları arasındaki farklı anlayış yer yer iktidar mücadelesine dönüşürken, ihtiyac ve döneme göre kerhen solcu-Kemalistler kerhen sağcı-İslamistler bazende ittifakla ortak iktidar oluşturmuşlardır.
Sağcı-İslamist ve solcu Kemalistlerin iktidar kavgaları dönem dönem kanlı olmalarına rağmen Türkiye’ nin Kurdistan’ daki sömürgeci yapısına ‘’leke’’ düşürmediler.
Ergenekon davası ve AKP’ nin iktidara taşınması TC ‘’ derin devletin’’ bir projesidır. Derin devletin uluslararası gelişmeler ışığında Ergenekon yapılanmasının görevini tamamladığını hesaplayarak, çok kurnaz ve usta bir şekilde ‘’ Türkiye’ nin demokratikleşmesi’’ hamlesi adı altında Türkiye-Kurdistan ve dünya kamuoyunun desteğini AKP iktidarına yöneltmesini bilmiştır.
AKP iktidarı, Kurdistan’ da görevini tamamlayan ekibe karşı tüm toplumun desteğini alarak,’’ TSK içinde çeteleşen ekibe karşı tutuklama furyasını başlattı ve bu konuda ABD’ den güçlü bir destek aldığını da ayrıca belirtmek gerekir.
Ergenekon ekibi 1986’ dan 2001 yılına kadar Türkiye’ de tek hakim iktidardı. Bu süreçte Fethullah Gülen hareketi ve Hizbullah-HÜDA-PAR alabildiğince palazlandırıldı. TC-TSK’ nin Kurdistan’ da yürüttüğü kuralsız savaşta-din olgusunun desteğine ihtiyacı vardı. Yaklaşık15 yıllık Ergenekon iktidarında, Kurdistan’ın demografik yapısı tarumar edildi. Onbinlerce insan infaz edildi. Milyonlarca insan Türk metrepollerine sürgün edildi. Binlerce köy yakılıp yıkıldı. Kurdistan’ın bombalanmayan tek karış toprağı kalmadı. Koruculuk-Özel hareket timleri, yoksulluk ve ahlaki yozlaşma-uyuşrurucu kullanımı Kurdistan’ da geliştirildi, Yurtsever kaleler, ulusal bağımsızlık mücadelesinin bayraktarlığını yapan şehir-ilçe ve köyler boşaltıldı.
Amaç ve hedeflerini Kurdistan’ da kan-zülm-işkence-sürgün deryası içersinde tamamlama aşamasına gelen Ergenekon’un iktidarının uzun sürmesi içte ve dışta Türkiye’nin imajını sarsmakta ve ekonomik krizlerle karşı karşıya gelmesine neden olmaktaydı. Ulus devletlerin peşpeşe tarih sahnesine çıktığı, dikta rejimlerinin yıkıldığı sürecin de başlaması, zorunlu olarak TC’ de bir değişimin yaşanmasını dayatmıştı.
Bu noktada, TC sopa politikalarından Havuç politikalarına geçiş yapmanın planlarını yaşamak geçirmek için el altında tutukları piyonları harekete geçirilerek Özgürlük ve demokrasi havarisi olarak Erdoğan ve AKP sahneye ttaşınma çalışmaları başlatıldı. Ekonomik ve sosyal politik Türkiyecilik ile bütünleşen bir takım Kürt kesim davullarla sahneye taşındılar. Göstermelik bir tutuklama-hapis ile Erdoğan kahramanlaştırıldı ve Erdoğan ekibi 2002 de iktidara taşıltırıldı.
Özcesi Ergenekon-AKP iktidarının hikayesi bu...
05.08.2013 Pazartesi günü sonuçlandırılan Ergenekon davasında yargılanan herhangi biri Kurdistan’ da yaptığı ‘’insanlık suçundan’’ dolayı yargılanıp ceza alan varmı boş yere Türk gazetelerinin sayfalarını karıştırdım. Boş, yere kendimi yordum nihayetinde, Ergenekon davası Türk devletinin özellikle 12 Eylül askeri darbesi ile Kurdistan halkına karşı yürütülen sistemli katliam, demografik değişim ve işkenceleri örtmek ve Türk devletini aklama operasyonu olarak başladı ve öyle de sonuçlandırıldı. Erdoğan-Öcalan kilisinin sıklıkla ‘’ helalleşelim’’ nutukları da bu planların pis ve kirli yüzüydü.
Oysa yukarda çok kısa, bir kaç cümle ile belirtiğim, Kurdistan demografyasının değiştirilmesinin başaktörleri olan Ergenekon sanıklarının değil Türkiye’ nin TC’ nin Lahey Adalet divanında jenosid ve savaş suçluları olarak yargılanmaları gerekirdi.
Ergenekon sanıkları ‘’ Lahey’’ de yargılanmadı, çünkü yargılanmaları durumunda TC’ nin kendisi sanık sandalyesine oturacak ve Kurdistan davası uluslararası alanda meşruiyet kazanacaktı. Bu noktayı göremeyen, Kurdistan politik aranesı, yazar-çizer takımı, Ergenekon davasında ifade vermek için sıraya girdiler. Belki de farkında olmadan, Kurdistan halkı açısında meşru olmayan sömürgeci Türk yargı sistemine meşruiyetlik kazandırdılar. Yani kendilerini yargılayan-bölücük davasından cezalandıran, cezaevine yollayan Türk yargı sistemine ‘’ ifadeleri ile meşrulaştırdılar.
Devlet-TC, Türk devleti bir kaç piyonunu cezalandırarak , barıç-demokrasi havarisi kesilerek, kendini aklayarak asıl derin devletin çekirdek yapısını koruyup safra taşlarını dışarı attı
Ama, Tarih her zaman böyle tekerür etmeyecek.
Goran Koçgirî