Abdullah Öcalan son görü$me notunda $öyle diyor:
“Yöneticilik demek koltuğa kurulmak değildir. Partiyi büyütmeyeceksin, kadro kazandırmayacaksın, bir Akademiyi dahi kuramayacaksın, geliştiremeyeceksin, demokratik belediyecilik anlayışını geliştiremeyeceksin, doğru düzgün bir örgütlenme yapmayacaksın, böyle olmaz. Hazır oyları dahi toplayamayacaksın..."

sonra $u önemli sözü söylemi$ demi$:
"Barış olacaksa adam gibi barış, savaş olacaksa adam gibi bir savaş olmalı."

Ben du konuda samimi Kürt yurtseverlerine bir$eyi bildirmek istiyorum:
Kürdistan sorunun demokratik cözümü sava$in durmasi, taraflarin bari$cil bicimde dialog yoluyla sorunu tarti$masi ve mevcut TC sinirlarina dokunulmadan anla$maya varilmasi demektir. Bunun alternatifi, sava$in derinle$tirilmesi ve kazanilmasi, ardindan TCnin bölünmesi Kürdistanin ve Kürt halkinin ayrilmasi anlamina gelen devrimci cözümdür. PKK her iki alternatife hazir olmalidir ama PKK yönetimi sava$ ve devrim konusunda hicbir görevini yerine getirmemektedir ve tamamen demokratik cözüme endekslenmektedir. Partiyi büyütmeyi, kadro kazanmayi, geli$meyi ve güclenmeyi hic dü$ünmeketedirler. Sadece bir an önce teslim olmak istemektedirler. Türk devleti ne kadar saldiri yaparsa yapsin hic devrimci alternatifi dü$ünmemektedirler. Demokratik cözüm icin iki tarafin hazir olmasi gerekir ama TCde yillarin fa$ist propagandasi yüzünden irkcilik ve $ovenizm egemendir. Türk devleti ve milleti demokratik kültürden uzaktir o halde PKK ve Kürt özgürlük hareketi devrimci cözümü de ciddi bicimde tarti$mali ve gerekirse uygulayabilmelidir. KCK yöneticileri yumu$ak pasif ve teslimiyetci cizgileriyle her$eyi bo$a cikariyorlar. Halka, PKKye ve özgürlük hareketine zarar veriyor, sadece ve sadece TCye hizmet ediyorlar.

Selam ve saygilar