Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 24 November 2008

[img]http://max6.hosteur.com/~kurdis99/images/stories/ali.jpg[/img] [b]Dr. Ali Kılıç/ URMİYE KRALI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER[/b] Doğu Kurdistan'ın Urmiye kenti yakınlarında 3000 yıl önceki bir Kürd Kral'ına ait olduğu ileri sürülen bir mezar bulundu. Doğu Kurdistan'lı bir isçinin dünya kamu oyuna duyurduğu bu Kral hakkında ne biliyor, ne düşünebiliyoruz? Kimdir bu Kral? Uygarlığa nasıl katkıda bulundu? Hangi dili konuşuyurdu? Çivi yazısıyla yazılı ne tür bilgiler var? Bu bilinen gerçeklikten hareket ederek, bilinmiyen tarihsel gerçekliğin uygarlığını nasıl ortaya koyabiliriz? İlkin, Arkeoloji bilimcileri bu konuda açıklama yapabilirler. Bu bilimsel bilgi alanı onlarındır. Bir bilim felsefecisinin bu konuya yaklaşım tarzı sadece bilimler etiği açısından bilimsel bilgi konusudur, yöntemseldir. Arkeologlar, bilgi felsefesi açından birinci aşamada, Kral'ın kim olduğunu, kimliğine ait bilgiler ve bu bilgilerin dile getirdigi tarihsel gerçekliğin ne olduğunu gün ışığına çıkartabilirler. İkincisi, tabuttaki yazıtlardır: Bu arkeolojik bilim olgularının dilbilim olgularıyla örtüştüğü noktayı gösteriyor. Bu, tarihsel gerçekliği ortaya koymak için bilimsel açıklamanın hareket noktasının tesbiti bilim felesesinin işidir.. Bilimsel araştırma yöntemi amacı arkeolojik bilim olgularının incelemesinden yola çıkarak, bilim olgularının kategorik kuramsal ilkelerini tanımlamak bunun bilimsel açıklamasını yapmaktır. Yöntemli bir biçimde incelenen olgular birbirinden ayırt edilir. Bir yandan «geçmiş tarihsel gerçekliğin olguların» gerçekliğini dile getiriler, öte yandan, mezardaki veriler incelenir, bu bilgilerle tarihsel gerçeklik arasında bağlantılar kurulur. Bu verilerin bilime tuttuğu ışık elbetteki tarihe yeni bir yorum getirecektir. Baska bir deyişle, geçmişin tarihsel gerçekliğinin, arkeolojik tecrubî olguları aracılığıyla açiğa çıkartılması gereken yeni bir tarih anlayışının doğrulanmasıdır. Burada sorulacak soru, arkeolojik tarihsel kurucu öğelerin neler olduğu, bunların gerçegi açıklamak için bilimsel katkılarının neler olabileceği sorusudur. Arkeolojik veriler üzerine yazılmış tarihsel tezlere daha başka bilimsel katkıların nasıl getirileceği düşüncesinin sonuna kadar irdelenmesidir.. Yeni olgular arkeolojik bilimin çekirdeğini oluşturuyor. Bu açıdan arkeolojik bilim sorunsalı kuramsal ve yöntemsel olarak incelenmesini esas olarak ele alır. İkinci bilimsel bulgu, Kralın mezarında bulunan yazılarrın dilbilimsel bilgisidir. Yani arkeolojik bulgular ile dildilimsel bulguların içiçe girmiş olması bilimsel bilgiye katkıdır. Bu anlamda tarihçilerin, dilcilerin, dilbilimcilerin yapacakları incelemelerin gerçekliğiyle bağlantıları irdelenerek bilimsel açıklamalar dünya kamu oyuna sunulmalıdır. Bu bazı tarih araştırmacılarının daha sonra ki kaynaklara dayanarak gerçekleştirdikleri ezbere kurgularının çöküşü anlamına gelir. Tarihçi Mehrdad Izady'nin ileri sürdüğü tezler ile Harward Univesitesi Akadça Profesörü Pietr Steinkeller'in yaklaşımlarının alt ûst olacağı olasıdır. Elimizde Hurri dilinde yazılmış bir Gılgamış Destan'ı var. I.Ö 2200 yılına aittir. Dolayısıyla uyduruk tarih incelemeleri çöpe atılacaktır. Kral mezarının yakınlarında bulunan Khelî-Chîn ile Serr î Pûlî yazıtının çevirisi elimizdedir. Bu yazıttaki yazi ile Kral'ın boynundaki tabelâ da görülen yazının ne tür ortak özelliklerinin olacağı merak konusudur. 7-8 Kasım da Fransa Bilimler Akademisi ile Almanya Leopoldia Doğa Bilimler Akademisi'nin Paris'te ortak düzenledikleri Sempozium'da dostum akademisyen Roger Balian'in atom fiziği, quantum fiziğinin sezgimizle nasıl çatismaya girdiğini uzun uzun tartıştık. Bu konuda Sympozium'a katılan diger bilim adamlarının da görüşlerine makalemde yer vemiştim. İmgeleme ve Sezgi yöntemi Kral mezarı gerçeği, buluşu bizi ciddi düşünmeye zorluyor. Burada gerçekliği iki biçimde ele alabiliriz. Kavramsal temelde akıl yürütme, gerçekligin sınırını geçmez, sezgi ise, doğrudan doğruya bilinç'teki bilgidir. Kral’in yüzü, gözleri, sakalı, çürümemiş bedeni, bilincimizin dışında bizden bağımsız bir varlığın, yokluğun sorgulanmasını yaparak güncelleştiriyor. Resimdeki Kral düşünüyor. Descartes’ın dışarıdan gelecek idelerine ilgi duymuyor. Çünkü Kral artık duyular dünyasının dışında bir varlık değil, bizi tarihi kavramamız için içsel bir sezgisel bilme ile yoluna gerçeğe yaklaştırıyor. Bu nokta'da bizi Hegel'in Kürdistan üzerine yürüttüğü coğrafî kategoriye dayanan akılcı yaklaşımının dilsel kaynağı olan Zerdüşt'ün kutsal kitabının yazıldığı esas dile götürüyor. Kral mezarı ne ekliyor tarihimize? Freud ya Yung bilimi bu konuda Kral mezarının bize soylediklerini dile getiremezler. Kral'ın davranışı mezarındaki görkemli duruşunu Freud açıklıyamaz. Bilinçaltının analitik açıklanması Freud'çilerin sezgisel bilinçaltlarında kalsın. Kral yaşamıyor çünkü. Onlar Kral'ın soylu duruşunu yeni teknolojik bilimleri kullanmadan nasıl açıklıyabliler? Başındaki tac ve sakallarının düzenli oluşu Marx'ı bile kıskandırıyor. Kuşkusuz Mathematik bilginlerine, dil uzmanlarına gereksinim var. Bundan üç yıl önce Kurdistan Bilimler Akademisi Kuruluş Projemize yanıt vermeyen, ama Gülen gibi gerici, bir türk kapitalistine özel üniversiteler kurdurturan Güney Kürdistan yöneticilerinin elinde kaç bilgin, kaç arkeolog var bilmiyoruz. Bu mathematiksel ve dilsel gerçegi yorumlamak için yine ABD ye baş vuracaklar? Bilgimiz dışında. Daha Saddam dönemlerinden kalan ilkel yapılarla, nasıl yol yürüyecekleri oldukça meçhul, bilmiyoruz. Yurtsever Prof. Suleyman'ın geçen ay Fransız Universiteleri ile Kürdistan Universiteleri arasında bilimsel ve teknolojik işbirliği saygıya değerdir. Kendisine bu konuda üç girişimimizi ilettim. Ancak toplantıya katılamayan sayın Dr Seywan Barzanî ile Kendal'ın tutumları anlaşılır değil. Arkeologlar, tecrübelerin yaratıcılığından yola çıkıp bilinen Kral'dan hareket edip onun eğemen olduğu çağı ve sorunlarını, halktan yana mı, ya da halkını nasıl ezdiğini dile getirebilecekler mi? Ya da Kral'ın bir parlamentosu var mıydı? Orada Güney Kurdistan Parlementosunda ki gibi iki kadınla evlenmek için bir karar çıkartmışlar mıydı? Kral'ın imparatorluğunun boyunduruğunda hangi dil ve din konuşulurdu? Yoksa müslümanların Zerdüşt dininden çaldıkları beş vakit dua, onun dininden alınmış mıydı? Ayrıca, biz Kral döneminde moleküler bioloji biliminin olup olmadığını sorguluyabiliriz. 3000 yıl önce yaşadığına göre, ve gördüğümüz kadarıyla bedeni hiç yıpranmamış olması Kral bize kendi çağının biliminden sözedebilir mi? Ya da bu konuda uzman olan Almanya Leopoldia Doga Bilimleri başkanı Hans-Jörg Rheinberger “tecrübenin yaratılığın“ndan hareket edip bize ne tür bir açıklama yapabilecek? Düşünce sistemini Avusturya'lı fizikçi Ernest Mach'in“ Die Analyse der Empfindungen und das Verhaltnıs des Physichen zum Psychhishen“ dayandıran Rheinberger, Kral hakkında subjektif idéalist mantığı ile ne tür bir akıl yürütme de bulunabilir ki? Kral'ın resmi karşısında Ernest Mach'in doktrinini esas alan Gereon Wolters ’in Positiviste imagination'u bizi ikna etmiyor. Zira biz Kral'ın bu tür romantik yaklaşımları tasvip edip etmediğini bilmiyoruz. Bu subjektif felsefi yaklaşımlar Kral hakkında bilgi veremezler. Ancak Kral hakkında gerçek bir bilgiye sahip olmak için fiziki gerçekligi bilmeyi derinleştirmeliyiz. Kuşkusuz bilim adamları bilimsel gerçekliği ilkin matematik dille açıklamaya çalışacaklar. Mathematik simgesel ve dilsel sezgiye dayanan bir akıl yürütme biçimidir. Tecrübe dünyasının sınırları içinde kalıdığımız şu ana kadar bedensel atomlarin belli yasalarla sınırlandırıldığına ve mezar'da oksijenle hidrojenin, azotla çatısmalara giremediğini ve atomlarin bedeni çürümeye götürecek direnci gostermediğine tanık oluyoruz.. Bu durumda quantik fizik'in iç sezgimize karsi tepkileri de ortadan kalkıyor. Hiesenberg'in eşitsizlik teorisi etkisiz kalıyor. Quantik fizik Kral'ın doğasının yorumunda hiç bir olasılık tanımıyor. Gözlemlerimiz Kral tacının niteliğine takılıyor. Gözleri pırıl, pırıl. J.J. Rouseau “ kafama yazdim“ dediği gerçeği, Kral kendi tabelasına yazmış. Kral’in duruşu insan olmanın gerçeğine ulaşmak için, bizi daha fazla düşünmeye zorluyor. Eğer Kral Kürd Kral'ı ise, o zaman Ehmede Xanî’ye çok yazık: “Bizim bir padişahımız olsaydı eğer Allah ona bir taç lâyık görseydi eğer Belirlenmiş olsaydı ona bir taht Açıkça açılırdı bizim için de baht Elde edilseydi ona bir taç Elbette olurde bize de revaç Gam yerdu biz öksüzler için ve de acırdı Bize galip gelmezdi şu Rom, ana yenilmezdik Ve baykuşların elinde viraneye dönmezdik Tutsak yoksul ve çaresiz düşmezdik Türklere ve Taciklere yenilip boyun eğmezdik“ Eğer Kral Kürd ise, Ehmede Xani, bilmeliydi ki 3000 yıl önce islam yoktu. Onun ülkemize girişi ülkemizi bugünkü AKP hükümeti gibi 75 islamcıyla mahvetti. Mame Alan'ın islamik versiyonu tarihi destanımızı mahvetti. Aynî güzel destan üzerine Ehmede Xani kendi gerici, dinci ve islamcı düşüncelerini kurdu. Kral ne diyecek? Bilmiyoruz. O halde nereden hareket etmeliyiz? Elektromagnetizmin bulucusu Fraday'in ışıkları Kral'ın mezarına girmedi. Kral ’ın ciddiliği hiç bir mytolojik yaklaşıma yer vermiyor. Kral'ın mezarını çizen kuskusuz geometreciler vardı. Mezar kazımı uyum içinde, toprakla iç yapi malzemeleri arasında bir birini yoksayan etki tepkiler tarafsızlandırılmış durumda. Ne kadar tuhaf bir tesadüf Kral'ın tacında bulunan elmasa yakın değerli taşlar bana Leipzid de mineraloji professoru Carl Friedrich Naumann'ın Alman şairi GÅ“the’ye ithaf ettigi değerli kristaltalografi incelemesi adlı eserini hatırlatıyor. Kral böyle eserler yazmış mıydı? Bize çağındaki eserlerden bahsedebilir mi? Kral'ın sessizliğine karşılık, GÅ“the 18 Ocak 1826 da Carl Friedrich Naumann yazigi tesekkur mektubunda soyle diyordu. «Önemli eseriniz elime geçti. Okudum. Bir daha büyük bir zevkle okudum.“ GÅ“the eserin 45. sayfasına takılmıştı. Niçin GÅ“the okumaya devam etmedi?« Ben bu tür simgelerle yazılmış kitapları okuyacak ve çözecek durumda degilim. Matematikçilerin kendilerine özgü bir dili var. Bu dili kullandıklarında, bazen çok olağan üstü bir guzellik, hayal edilmiş en mükemmel evreni tasavvur etmiş oluruz bu evrene mantıkla yaklaşılamaz » Peki Kral'ın mezarındaki yazıları kim çözecek, kim okuyacak? Keppler'in mathematik önermeleri ve yasaları bu konuda bilgimize yanıt verebilecekler mi? Baş vurulacak kaynaklarımız nelerdir? Belli açıklamaların dışında Kral'n gizemi bu yapıtlarla da çözülmüyor. Bu konuda yoldaşım akademisyen Jean-Pierre Kahane ’a güveniyorum. Güney Kurdistan'da Bilimsel mathematik laboratuvarlarını kuracagını bilimsel işbirliği çerçevesinde katkıda bulunacağına söz verdi. Onun tanıdığı akademisyenler ekibi Kral'ın gerçekliğini ortaya koyabilirler. Akademisyen J.P. Kahane ekibiyle birlikte yeni bioteknolojik analiz yöntemleriyle, moleküler bioloji laboratuvarı teknik aygıtları ve Marie Curie’nin torunu Akademisyen Pierre Joliot'un değerli bilimsel bilgileri ile Lottin de Laval tarafından Quadi Magara'daki 4000 yıl öncesine ait Mısır'ın Yirmi üçüncü krallığı tarafından işletilen altın ve bakır metallerinden alınacak parçalarla, Mısır Hieroglyphique de yazılarla Kral'ın Mezarındaki metal plakalarla karşılaştırma, laser teknikleri kullanılarak Kral'ın gerçekliğini ortaya koyabililer. Bu sonucu elde etmek bilimsel araştırmanın gereğidir. Çağımızın felsefesi bunu önceden görür, düşünür. Dr Ali KILIÇ Paris 19-11-2008 [url=http://max6.hosteur.com/~kurdis99/index.php?option=com_content&view=article&id=400:urmiye-kral-uezerine&catid=35:dosya&Itemid=57]KURDİSTAN AKTUEL[/url]

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.