Önce TAYAD'lı ailelerin Bilidirisini alalım buraya.

METRİS HAPİSHANESİNDE BİR ÖLÜM, ENGİN CEBER!

28 Eylül 2008 tarihinde, Engin CEBER Sarıyer Derbent mahallesinde, Yürüyüş Dergisi'ni halka ulaştırırken polisler tarafından dövülerek, yerlerde sürüklenerek, işkence yapılarak gözaltına alınmıştır. Gözaltında da polislerin işkencelerine maruz kalmıştır.

Ertesi gün Sarıyer Cumhuriyet Savcısı Vedat Yiğit'in talebi ile tutuklanarak Metris Hapishanesi'ne götürülmüştür.

Engin CEBER'in avukatlarından aldığımız bilgiye göre, tutuklandığından itibaren gardiyanlar ve askerler tarafından hemen her gün dövülmekte, işkence görmekteymiş. Bu saldırılar sonucu beyin kanaması geçiren Engin Ceber koma halinde Şişli Etfal Hastanesine kaldırılmıştır.Ve bugünde yaşamını yitirmiştir.

Engin Ceber; hapishaneye sağ girmişti. Metris idaresi ve askerleri tarafından ölesiye dövülerek katledilmiştir.İşte hapishaneler gerçeğine eklenen bir ölüm daha. Sağ girdiğiniz hapishaneden, ölünüz çıkıyor!

Engin CEBER'in ölümünden başta AKP İktidarı, Adalet Bakanı, Metris Hapishanesi idaresi ve askerleri sorumludur.

8 Ekim 08-Tayadlı Aileler

BU HABER DEĞİL ASLINDA

Evet,bu haber niteliği taşımayan bir olay. Gazetecilikte meşhur bir deyim vardır ’habercilikle’ ilgili ve hepimiz bunu biliriz,fakat bir kez daha yazmakta bir sakınca yok; ’eğer bir Köpek bir insanı ısırmışsa ? Bu haber değildir (çünkü normaldir) ama bir İnsan bir Köpeği ısırmışsa ? İşte bu Haberdir !’

O yüzden Engin CEBER'in işkencede bir hafta içinde öldürülmesi de HABER DEĞİL ! Çünkü burası T.C ! Bu rejimde bu olaylar sıradan işler ve artık kimse bu tür ’alışılmış’, kanıksanmış şeylerle ilgilenmiyor. Hatta ’akıllı’ bir zat; ne yani bir kişi işkencede öldürülmüşse ne olmuş yani ?, diyecektir. Burası T.C !
20 bin faili meçhul cinayet bu ülkede oldu. Dört bin Köy,bu ülkede boşaltıldı. Beş milyon insan bu ülkede sürgüne yollandı. Yüzlerce insan işkencede bu ülkede katledildi. Bir milyonu aşan mülteci,bu ülkeden kaçtı. ..

NEHİRİN KARŞI YAKASI

’Bin’ kanlı operasyona öncülük edenler bu Ülke de ’İç İşleri Bakanı’ yapıldı, emniyet müdürlüğü görevlerine getirildi. Kanlı katiller ’Adalet Bakanı’ yapıldı. Hırsızlar,yan kesiciler, halkı soyup dolandıranlar Cumhurbaşkanı,Başbakan,bu ülkede yapıldı. Hortumcular, Vurguncular, mahkemelerin bir kapısından girip, diğer kapısından ’Saygın bir İş adamı’ olarak bu ülkeden çıktı.Bu ülkede fuhuş sektörü Patroniçesi MANUKYAN'a ’Üç Sefer’ vergi rekortmeni MADALYASI takıldı.

Binlerce Cinayetin altında imzası bulunanlar, tıpış tıpış (’başı ağrıyor’,diye) bu ülkede elini –kolunu sallayıp dolaştı. Bu ülkede,kendi Hakimleri yine aynı zevat tarafından Bombalarla uyarıldı.. Bu ülkede göz önünde işlenen cinayeti soruşturmak isteyen kendi savcısı tehdit edildi (VAN- Şemdinli ) her türlü meslek hakkı elinden alındı, olaya bakan mahkeme de dağıtıldı.Generaller ve Başçavuşlar bu ülke de KÖŞKLERDE oturdu.Herkesten fazla konuştu..

ENGİN CEBER CİNAYETİ HABER DEĞİLDİR !

Engin CEBER'in bu ülkede ’haber’ olabilmesi için; PUŞT,pezevenk,DOLANDIRICI, Kanlı katil, KONTRA, Orospu, HIRSIZ... Olması gerekir'ki Haber olsun ! Çünkü bu ülkede ve bu rejimde ancak bu gibileri tutuklanınca HAYRET edilir ve SEKİZ SUTUNA MANŞET olarak verilir.

Engin CEBER Cinayeti o yüzden Haber değildir. Haber değildir elbette ama Milli Piyango satıcısının müşterinin içini gıcıklar gibi bileti satmak isterken bağırdığı gibi (biz susalım,neme lazım, diyelim yine de ama.. );

’Size de Çıkabilir !’