Ana içeriğe atla

Bataklığa Giden, Yolunuz Açık Olsun ....!

Mahir Çayan tarafından kandırıldığını bir dönem bas-bas bağıran Ertuğrul Kürkçü ile ‘’ Mustafa Kemal Atatürk’ün askerlerine kurşun sıkmayan’’ Mahir Çayan’ ın öğrencisi Abdullah Öcalan, Mahir Çayan’ın hayal ve idealini gerçekleştirmek için el ele vermışlar. Peki nedir, Mahir Çayan’ ın ideali? Mahir Çayan’ ın ‘’ Milli Kurtuluşçu bir tutum yansıtması açısından bizler sapına kadar Atatürkçüyüz. Onun Milli Kurtuluşçuluk bayrağını, hayatımız da dahil, her şeyimizi ortaya koyarak biz dalgalandırıyoruz.” (THCKPC savunma, s. 131) diyerek ortalama Türk ırkçısının düşüncelerini savunan, teorik olarak MHP ile örtüşen Mahir Çayan, halkların soykırımları temelinde dalgalanan Türk bayrağının Kurdistan’ da dalgalanması için, bu yolla baş koymuştu ve ne yazık ki ırkçılık ve katliamların sembolu olan Türk bayrağının bekçileri tarafından vurulmasindan dolayı yarım kalan hedefini HDP ile tamamlanmak istiyorlar!

Mahir Çayan’ın ideallerini savunması ne demek ? Vatan ve halkının bağımsız ve özgürlüğü için mücadele eden bir Kurd’ın Mahir Çayan’ı savunması mümkün mü ? Tabi ki, mümkün değil, burada handikap, Mahir Çayan’ın savunma sorunu değil tarih ve gerçekleri ters-yüz etme ve bilinç kırılmasını yaratma, güzel yarınlar, kardeşçe bir arada yaşama takiyesi altında, Kurdistan halkına kendini red ve Türkiyelilik kimliği ile Kurdistanı unnuturma manevrası dayatmaktır. Zülm kan ve irin üzerinde, insanlık suçu işlenerek, bu coğrafyanın kadim halkların varlığı üzerine beton dökülerek yok edilip bunu zafer olarak, 29 Ekimde Cumhuriyet Bayramı olarak kutlanan güne sevinebilir-coşku ile kutlayabilir. Onların sevinci, bizim yasımızdır.

Bu gün bile bizim-Türklerle-Türkiyelilik çatısı altında birarada yaşayamıyacağımızı, ortak değerlere sahip olmadığımızın bir semboludur.. Sadece bizim için mi ? Ermenisi, Yunanı, Asuri-Kıldanisi, Lazı…kısacası bu coğrafyanın tüm kadım halkları için,kara bir gündür !

Adı ve halkı, bu bölgenin en eski terimlerinden bir olan Kurd-Kurdistanı, gasp ve halkların talan-asimilasyon ve katliamları üzerinde 90 yıllık bir geçmişi ile Türk ve Türkiye denilen bir coğrafya ya entegre ve asimile etmek; Türk ve Türkiye’lileştirmek Öcalan’ ın güç ve boyutunu aşan bir olgu olmasından dan dolayı, HDP adı altında yedek güç piyasaya sürülüyor.

Misyonlarını da gizleme gereği görmeden, Kurdistan realitesini red ve Kurdistan halkının ‘’ onurunu aşağılayarak’’ ‘’ derin merkezli’’ planları yaşama geçiriyorlar. Kürt Kökenli ve HDP’ nin çiçeği burnun da yeni Başkanı Tuncel hanım Mesele sadece yerel seçim sırasındaki iş birliği değil. Ana dilde eğitime hayır diyen bir partiye ( CHP) Kürtler oy vermez. Yapılması gereken ittifak politikası çerçevesini tartışmak…’’ derken bir dönem enternasyonal müttefiğimiz olan halkın zerzevatlarından ‘’ Halkın Kurtuluşu’’ geleneğinden gelen Bülent Tüzel halen Kurdistan’ın kuzeyini ‘’ Doğu ve Güney Anadolu olarak ‘’ görme alışkanlığını terk etmeden, Kadim Kurdistanı, insanlık suçu batağında çırpınan 90 yıllık Türkiye’ nin bir iç bölgesi olarak lanse ederek, ince Türkiyelileşme rotasını işaret ediyor.

Bu plan ve yapılacak çalışmaların startı ‘’ Newroz’’ bildirgesi ile verildi

Kurdistan halkının Türkiyelileşme planları, biraz Kürtlük kokan BDP partisinin HDP’ ye doğru evrilmesinin planları içersinde CHP’ nin yeniden Kurdistan gündemine yerleştirilme isteminden kaynaklanıyor. Kürt Kökenli Kılıçdaroğlu, Tekin ve Sezgin Tanrıkulu’ nun ‘’derin ‘’ devletin ani bir operasyonu ile CHP’ nin başına geçilirilme planları, Kurdistan halkı tarafından kabul görmedi. Buna rağmen ‘’ derin’’ devlet, CHP’ yi Kurdistan’ a yerleştirme planlarından da vazgeçmeyerek ; Öcalan ve 4 silahşörle ( Tuncel-Önder-Kürkçü-Tüzel) BDP’sini Türkiyelileştirerek süreç içersinde CHP ile ittifaka hazırlama planlarını adım adım yaşama geçirmenin hayelleri içersindedirler.

Sabahat Tuncel’in deyimi ile ‘’ Ana dilde eğitime hayır diyen bir partiye’’ Kürtleri yamamak oldukça zor ama TC’ nin bekası açısında, planın başarıya ulaşması bir zorunluluktur.

Bu noktada, Kürt dünyası, CHP’ nin Kurdistan coğrafyasına yerleştirme planlarını, dar ve küçük bir operasyon olarak ele almamalıdırlar. Bir kere şunu görmek gerekir ‘’ pandoranın kutusu açılmış-ortadoğunun bütün pislikleri ortalığa saçılmış ve Kurdistan halkına uygulananan kirli-pis oyunlar, boyundurluk altında tutmanın imkansızlaştığı, açığa çıkmıştır. Kurdistan ve Kurdistan halkını eski statüde tutmak ‘’ imkansız ve mümkün’’ değildır. Avrupa’ nın hızla ulus-devletlere bölündüğü bir ortamda, Kurdistanı halen eski klasik sömürge statüsünde tutabilmek mümkün mü ?

Mümkün olmadığı ortada. Türk devletinin Kürtlerle dansını, bu nokta da ele almak gerekir. Türk devleti, Kurdistanı eski klasik statü ile tutamıyacağını çok iyi biliyor. Türk devleti, Kürtlerle ( Güney Kurdistanla olan ilişkileri yarı sömürge yapma tutkusu) olan dansını, bu bağlamda ele almak gerekir. TC’ nin iki temel stratejik hedefi vardır. Birincisi Kurdistan halkını hak veriyormuş gibi senaryolarla sömürge statüsünde tutmak ve zamana yayılacak entegrasyon ve asimilasyon programını uygulamak.

Diğeri stratejik hedefi ise bölgesel ve küresel çapta emperyal güç olmak. Bu nokta da TC için en büyük sorun Kürt ve Kurdistan sorunudur. TC, Emperyal güç olma yolundaki en büyük engel olan Kürt ve Kurdistan sorununu, kendi çıkarları doğrultusunda çözmek için, geleneksel politikalardan değişikliğe gitmiştır. Eski klasik ; ez-sür-katlet politikalarından, okşama ve kardeşlik maskesi politikaları ile, kimi Kürt politik aktörleri de yedeğine alarak, yumuşak geçişli asimilasyon programları ile, Kürt ve Kurdistanlılığı, Türk ve Türkiyelliğe entegre etme. TC’ nin Japonya ile Nükleer antlaşması, Çinle Silah antlaşmasını bu bağlamda ele almak gerekir. TC, ABD ve Avrupa’dan bağımsız kendi ayakları üzerinde, güç olmak istiyor.

TC’ nin bu hayallerine darbe vurabilecek tek güç ; Kurdistan halkıdır. TC, bu engelli aşmak, berteraf etmek için, Kurdistan’ da, AKP-Fethullah Gülen-Hizbullah-HÜDA-PAR-İHH…vslere dayalı tek yanlı planlar üzerinde çalışmıyor. Diğer ayaklar, CHP-Türk yazar-entelektüelleri ve sisteme entegre olmuş Kürt originli, Aktörleri de devreye sokuyor.

Bundan dolayı, TC, Kuzey Kürtlerini bir kaç koldan kıskaç altına alma planları ile çalışmasını sürdürmektedir. Kürdistan’ da gittikçe güçlenen din tandanslı AKP-Gülen ve Hizbullah-HÜDA-PAR… vs lere ek olarak sözde laik-demokrat ve sol tandanslı akımları herekete geçirerek, iki cepheden Kurdistan halkı teslim alınmak istiyor.

‘’Derin’’ devletin tüm gizli-açık operasyonlarına rağmen CHP’ nin Kurdistan’ da silinmesinden, asimilasyon ve entegre programlarını ağır-aksak yürütmektedir. Ağır aksak yürüyen asimilasyon ve entegre programları, uluslararası alanda Kurdistan halkının lehine gelişen rüzgarları tersine çevirmekte yetersiz olmasından dolayı, CHP’ nin Kurdistan’ da güç olması için DHP olayı gündeme yerleştirilmiştır. Kısmen Kurdilik kokan BDP’ sinin üstünün çizilmesinin nedeni de budur.

Bir tarafta AKP-Fethullah Gülen şürekası-Hizbullah-HÜDA-PAR-İHH ve diğer tarafta CHP-HDP ve Türkiyeli Kürt politik dünyası....

TC’ nin yaptığı son hamlenin ters tepeceği açıktır. TC’ nin, Öcalan ve 4’ lü çete aracılığı ile Kurdistan halkına çektiği operasyonun, yüzlerindeki maskeyi kısa sürede düşürmesi önemli bir fırsat oldu. Kurdistan ve Türkiye’ de yapılacak yerel seçimler de bunun etkileri açık bir şekilde ortaya çıkacaktır.

Kurdistani güçler, sorunun çözümünü toprak ve sınır sorunu olarak görenlerin bu sürece hazırlıklı olmaları gerekir. TC, bu stratejisi ile hızla batağa saplanmanın koşullarını kendi elleri ile döşemiştır. Ama, kendiliğinden batağa saplanmalarını beklemek gerçekçi bir yaklaşım olmayacak, batağa hızla yol almaları için itici bir gücün olması şarttır.

30.10.2013

Rojhat Badikî

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.