Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 16 April 2010

Daha doğrusu Allawi ve yandaşları olan Baasçıları savunmalıdır. Çünkü, o açık bir şekilde şöyle diyor: „Irak, Amerika'lıların gitmesinden sonra kendisini savunamaz“. Bundan böyle Kürdler, Amerikalılarla Baasçıların „birleşik çephesini“ beklemeliler. Politikada yapılmamış hiç bir şey yok.

İran Amerika ve yandaşlarına aksine Allawi'ye karşı ve Maliki ve Muqteda Sadr'ı destekliyor. İran Emar Hekim ile Kürdistan İttifakı'nın Maliki ve Muqteda Sadr'ı desteklemeleri için çok uğraşıyor. İran Mam Celal'ı „Çilokebap“(pilav üstü kebap-İranlıların bir yemeği) yemek için davet etmedi. Newroz törenleri ve İran yetkililerinin Irak için en iyi Cumhurbaşkanı diye Mam Celal'a yağdırdıkları övgüler bu amaç için bir çabadır. Yoksa İran İslami rejimi Newroz'a ve Çarşema Sor e. Dinsel olarak Kürdlerle ilişkili olan her şeye karşıdır. Newroz, binlerce yıldan beri devam eden bir Kürd bayramıdır. Kürd yetkililerinin bilinçsizliği ve lakayıt oluşlarından dolayı Türklerin, Farsların, Arapların, Afganların ve Taciklerin bayramı yapılmış!! Kürd giysilerini takmışlar.
Açıktır ki, Kürdlerin ister Allawi ve isterse Maliki olsun, onlarla çok uzun acı ve kötü tecrubeleri var. Bilindiği gibi ikisi de Başbakan oldukları zaman elele vererek Kürdler için hiç bir şey yapmadılar. Tecrube edilen bir şeyi yeniden denemek aptallıktan başka bir şey değildir. Bundan dolayı, bu ikisi ile anlaşmak kendisini kandırmaktan başka bir şey değildir.
Federalizme karşı olmayan Kürd parlamenterleri, Emar Hekim'in parlamenterleri ve Kürdlere karşı olmayan diğer bazı parlamenterler tek başına hükümeti oluşturma güçleri yok.

Bana göre Kürdlerin önünde tek yol var. O yolda Irak hükümetine katılmamaktır. Kürdler Parlamento'da „gözlemci“ olarak tavırlarını farklı sorunlara ilişkin ortaya koymalı... Kürdlerin çıkarlarına göre tavır geliştirmelidir. O zaman açık bir şekilde görülür ki, hiç bir grup Irak'daki yönetimini denetim altına alamaz. Çünkü, Irak'ta çıkarları için gözü olan Amerika, Britanya, Türkiye, Suudiler, Suriye Allawi'yi destekliyorlar. Suudiler Maliki'yi büyük bir tehlike olarak görüyorlar. İran çıkarları için Maliki ve Muqteda Sadr'ı destekliyor. Bu güçlerin çıkarları birbirlerinden çok uzaktır. Bunlar arasında çatışmalarda beklenebilinir. Kürdler bu savaşa taraf olmamalılar. Kürdler hükümete katılmadıkları zaman büyük bir saygı toplayacaklar.

Açıktır ki, Parlamento gündeme gelecek konulardan biri güya Kürdlerin çıkarına olan maddeleri Anayasa'da çıkarmak için Anayasa'nın güncelleştirilmesi meselesidir. Kürdlerde o zaman „biz bundan sonra kendimizi Anayasa'ya ve onun 140.maddesine bağlı görmüyoruz“ demeliler. Çünkü, belgelerle ispatlandı ki, Kürdler hariç hiç bir taraf şimdiye kadar Anayasa'yı uygulama tarafı olmadı. Yoksa şimdiye kadar Kerkük ve Kürdistan'ın diğer işgal altındaki topraklarının sorunu çözülmüş olacaktı. Bundan olayı, biz tümden Anayasa'ya verdiğimiz desteği geri çekiyoruz, Kerkük ve Musul şehirleri baştan olmak üzere, Diyala, Kuut, Selahadin ve Amare'nin bazı bölgeleri Kürdistan'ın bölünmez işgal edilen topraklarıdır ve hiç bir halk kendi topraklarını oylamaya koyamaz denmelidir. Yine onlara biz o zaman Amerika'nın baskısı altında ve samimiyetimizle bu kararı aldık. Fakat, siz ona da saygı göstermediniz.
Şimdide diyorlar ki 140.maddenin Anayasal süreci bitmiştir. Bizim içinde zamanı aşımı olmalıdır ve o topraklar Kürdistan topraklarıdır. İstesekte istemesek te Maliki diyor ki : „eğer Kürdler 140.madden söz edeerlerse hükümetten uzaklaşırlar“ .

Eskiden de söylemiştim: Anayasa kendisine saygı gösteren bir halk için yapılır diye... Bu benim tarafımdan çok içten atılmış bir adımdır.

Eğer bir gün bu işgal edilen bölgeler üzerine bir oylama yapılırsa, kim diye bilir ki sahtekarlık, hille, ruşvet ve korkutma olmayacak ve referandum sonucu Kürdlerin çıkarlarının tersine olmayacak?
Örneğin bu son Kerkük seçimleri Allawi'ye hediye edildi. Kürd seçmenlerinin yarısıda Kürd partilerine karşı rahatsızlıklarını ifade etmek için sandık başına gitmediler.
Çünkü yenilgi alındığı zaman artık konuşamazsın. O zaman derler ki: „ bu demokrasidir ve yenildiniz“.
O demokrasi ki onlar hiç bir zaman inanmadılar ve inanmiyorlar.
Hangi görev ve sorumluluk olursa olsun hepsi semboliktir. Kürdlerin bunlar için sızlanmalarına gerek yok. Çünkü, Kürd sorunu temelde toprak sorunudur, Kürd devleti olmasa çıkar, görev, sorumluluk ve para sorunu da değildir. Kürdler bunların peşinde koşamaz. O zaman da hiç kimse bize şunu söyeleyemez: „ Siz Kürdler bundan fazla ne isyorsunuz? Cumhurbaşkanı sizde, şu bakan sizin, bu bakan sizin, siz niye doymuyorsunuz? diyemez.

O dönem de Amerika açık bir şekilde Kürdler üzerine baskı kuramaz, Kürdlerde böyle bir şeyi kabul etmeye hazır olmaz ve Kürdistan'ı işgal eden sömürgeci güçlere boyun eğmezler. Fakat, Kürdler bu cesur adımlarla birlikte, yorulmak bilmez geniş aktiviteleri pratiğe aktarmalılar. Ulusal bir barış için, işgal altındaki topraklarda dahil olmak üzere Kürdistan ekonomik alt yapısının güçlendirmek için, sanayi, tarım ve teknik alanlarında büyük yatırımlar yapmak için ve her şeyden önce köylerin yeniden inşası ve askeri güçleri partilerden uzak bağımsız bir Kürdistan ordusu için, Kürdistan bölgesini demokrasinin kurulduğu bir bölge yapmak için harekete geçmek gerekir. Ayrıca en önemlisi „bağımsız bir yargı“yı oluşturmak gerekir. Yine bu zaman dilimi içinde yolsuzlukların, partilerin ve ailelerin iktidarını, sınıfsal baskıyı ve kadın düşmanlığını kökünden kazımak gerekiyor. Böyle bir ortamda çeşitli zorlamalarla karşı karşıya kalacağız. Kürd düşmanlarının sahte vaadlerine kanmayalım. Bir atasözümüzde ifade edildiği gibi „bu dünyada ya zorbalar götürür yada arsızlar yiğiyor“. Bizler hiç bir zaman zorba olmadık ve olamayız da. Bundan sonra „arsızlık yolunu“ seçelim. Anlamsız utanma ve gururu bir kenara birakalım. Belki „arsızlık yoluyla“ bir şeyler elde ederiz.

Umut ederim ki, binlerce yıldan beri düşmanlarımız tarafından bize dayatılan ezilmişlik yaşamı ve bize yapılan hile ve oyunlar, hiç olmasa bize doğru, hilesiz, durust ve gönülden, bu özelliklerin hiç birine sahip olmayanlara karşı aynı dilden cevap vermeyi öğretmiştir. Onlar, Kürdistan'ı Rustemê Zal'ın cesaretiyle işgal etmediler. Bundan dolayı Kürdlerden Rustemê Zal'ın cesaretini beklememeliler. Yalan ve dolanlarla Kürdleri kandıranlar, Kürdlerden doğru şeyleri duyma hakları yoktur.

Son

Çev: Aso Zagrosi

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.