Ana içeriğe atla
Submitted by Aso Zagrosi on 27 January 2015

22 Ocak 2015 tarihinde Amerika ve İngiltere’nin girişimiyle 21 devlet temsilcisi Daiş’a (İslami Devlete) karşı mücadele ve alınacak tedbirler konusunda Londra’da bir zirvede buluştular.

Toplantı da Irak’ı Irak Başbakanı Haydar Abadi temsil ediyordu..

Kürdler binlerce kilometrelik alanda aylardan beri Daiş’a karşı kanlı çatışmalar içindeler.... Bu çatışmalarda sayıları binlere var Kürd şehid edildi..

Fakat Londra zirvesini örgütleyen güçler Kürdistan Bölge Hükümeti adına kimseyi toplantıya çağırmadı...

Bu durum Kürdistan Bölge Başkanı sayın Mesud Barzani’nin tepkisine neden oldu..

Mesud Barzani yayinladığı bir açıklamada Peşmergelerin tek başlarına Daiş’a karşı savaşmalarına rağmen toplantıya Kürd temsilcilerinin çağrılmamasını eleştirdi. Barzani açıklamasında :

toplantının yapılış biçine ve Kürdistan halkı ile Peşmerge Güçleri’nin görüş ve düşüncelerini dile getirecek bir temsilci bulunmalıydı. Şu anki sürecin ağır yükü Kürdistan halkının sırtındadır. Hiç kimse ve hiçbir taraf Kürdistan halkının temsilciliğini yapamaz. Kürdistan halkının sesini yalnızca kendi temsilcileri uluslararası toplantılarda hakkıyla dile getirebilir” dedi.

Kürdistan Başkanı’nın “Hiç kimse ve hiçbir taraf Kürdistan halkının temsilciliğini yapamaz.” tespitinin ardından Amerika Dışişler Bakanlığının sözcüsü Jen Psaki’den bir açıklama geldi..

Psaki yaptığı bir basın toplantısında Rudaw muhabirinin sorusu üzerine : ““Evet, Haydar Abadi Irak’taki tüm halkların temsilcisidir.” dedi.

Şimdi Jen Psaki’nin bu açıklaması bir dizi Kürd yurtsever çevrelerini rahatsız edecek ve tepkilerini çekecek.

Fakat realite başka.

Her ne kadar Güney Kürdistan’da federal bir yapı varsa da sonuçta Güney Kürdistan Irak’a bağlıdır..

Irak devlet olmanın tüm özelliklerini yitirse dahi kartoni bir yapılanma olsada dışarıda bu ülkeyi Irak Devlet Başkanı, Irak Başbakanı ve Irak Dışişler Bakanı temsil edecek. Kürdler de onlara onaylarına verdiler.

Bugün Irak ve Suriye’de devlet otoritesi kalmamış, ama bu devletler uluslararası arenada devlet olarak tanınıyorlar.

Biz Kürdler istesek de istemesek devletler arası ilişkiler esas olarak böyle işliyor.

Bugün bu iki ülke de ciddi bir iktidar boşluğu doğmasına rağmen Kürdler bu tarihsel anı kullanarak devletleşmeye gitmeleri gerekirken içi boş bir “Kanton” tartışmasına girmişler. Yarın Suriye’de ortalık bir düzelse var olan Kantonlar Suriye’deki devletin bir parçası haline gelecekler. Zaten kantonlar bir devletin desantralize edilmiş birimleridir… Kürdistan devleti yoksa bu kantonlar Arap devletlerinin kantonu haline gelecekler. Araplarda eski yönetimlerini tesis edecekler.. Aynı şey Şengal içinde geçerlidir..

Bugün İsviçre’de 26 Kanton var. İsviçre’yi Federal Yönetim temsil ediyor.. Bu Kantonlar devlet değil, Başkanları, Dışişler bakanları olsun…. Bizim Kürdlerin Kantonlara Başkan ve Dışişler Bakanı atamaları tam bir komedidir… Sadece cahil ve dünyadan habersiz Kürdlerin duygularını tatmin ediyor.

Sonuç olarak Amerikan Dışişleri sözcüsü haksız değildir. Haydar Abadi : “Irak’taki tüm halkların temsilcisidir.”

Kürdler yakınacaklarına oyunlarını kurallar içinde oynamalılar.

Bağımsız Kürdistan Devleti ilan eder ve özgür halkların bir parçası haline gelirler….

Yoksa yarın Irak ve Suriye yönetimleri güçlendiği zaman ordularını Kürdlerin üzerine gönderirler..

Bunu bilmek için kahin olmaya gerek yok..

Kafasını küçük Kürd kuyusundan çıkarıp biraz tarihe ve biraz da dünyaya bakıldığı zaman her şey açıktır.

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.