Ana içeriğe atla
Submitted by R. Rodaro on 6 October 2009

Son dönemlerde Türkiye'de acayip şeyler oluyor... Türk devlet yetkilileri ilk başlarda bir “Kürd Açılım“dan sözettiler.

Bizim Kürdlerden bazıları suyu görmeden paçaları sıvadılar.

Fakat, Türkler bu sefer “Kürd Açılımını“ “demokratik açılım“
yaptılar.

Bizim Kürdlerin bir kesimi hâlâ bir şeyler bekliyorlar.
Aslında Türkler bu oyunlarına “Demokratik Cumhuriyet Açılımı“ olarak adlandırsalar, Kürdistan'da bir hayli taraftar bulurlar..

Fakat, danışmanları fazla akılı olmadıklarından dolayı, “Demokrasi/kurnazı Açılımı“ ismini koydular.

Bizim Kürdlerin mevcut olan psikolojisi hapisteki mahkumların Af söylentilerine karşı gösterdikleri reaksiyona benziyor.

Diaspora Kürdlerinin “Açılım“ söylemleri karşısında gösterdikleri reaksiyon ve çantalarını hazırlama girişimleri, mahkumların af söylentileri karşısında dışarı çıkmak için gösterdikleri reaksiyona benziyor.
Kürdler millet olarak esir, mahkum ve köle gibiler..

Bu esirlik süreci yüzyıllara yayıldı.

Bu sürecin beraberinden getirdiği kişilik tahribatlarını aşmak, kolay değildir. Taşların yeri yerine konulması, uzun bir zaman alacak..
Türklerin bugün yapmak istedikleri köleleri olan Kürdlerin zincir ve prangalarını bir gevşetmektir.

Ve buna Kürdler çok seviniyorlar. Bu kadar esaretten sonra haksız da değiller.
Eski de kölelerin isimleri yoktu.... Her birinin bir numarı vardı.
Sonra kölelere isimleriyle çağırdıkların onlarda çok sevinirlerdi..
Bu durum bizim Kürdlerin mevcut ruh haletine de benziyor.

Kürd'e Türkler “Kürd“ dediğinde, bizim Kürdler isimleri ile çağrılan kölelerin yaşadıkları sevinci yaşıyorlar.

Köle sahipleri kölelerin saflarında kendilerine hizmet eden ve diğer köleleri kontrol eden bir tabakada yaratmışlardı..

Bu tabaka köle sahiplerinin sultasının son günlerine kadar tüm güçleriyle sistemi sürdürdürdüler..

Bizimde caşlarımız ve Köy Koruyucularımız var..

Eğer bir gün biz hep birlikte ayağa kalkıp tüm zincirleri ve prangaları parçalar ve efendilerimizin yüzüne fırlatırsak, belki o zaman özgürlüğe ilk adımı atarız.

Ondan sonraki görev yaraları sarmak ve tahibatları onarmaktır..

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.