بازبدە بۆ ناوەڕۆکی سەرەکی

DÜŞÜNÜYORUM AMA YOKUM?

Konuşun, düşünün ama asla haklı olduğunuzu belli etmeyin! Türkiye'de Kürtlerden istenen işte
budur şimdi. Yani konuşma ve düşünme hakkınız var, ama ayrı olduğunuzu belli etme hakkınız yok.

Nasıl olacak bu peki, Kürtler AB'nin de zorlamasıyla yasalarda yaşanan değişiklikler sayesinde düşünecekler, konuşacaklar ama ayrı bir halk olduklarını, herkes gibi bir siyasi idareye ihtiyaç duyduklarını belli etmeyecekler. Bunu dile getirmeyecekler, bir ilan dahi veremeyecekler. Hatta yabancıların Diyarbakır'a gitmesinin altından bile maraz aranacak.

Peki bu ne biçim konuşma ve düşünme hakkı? Onu bırakın, bu ne biçim seyahat özgürlüğü?

Söylenen söz, ortaya konulan düşünce Türk milliyetçiliğinin, Kemalist felsefenin lehinde olduğu zaman mı, işin adı konuşma ve düşünme özgürlüğü oluyor? Bu özgürlük değil ki, bu, 'benim için konuşun ve düşünün' emrivakisidir. Bu, başkasının özgürlüğü için tezgahlanmış bir mahkûmiyet biçimidir.

'Kendin için konuşma, ama benim için dolu dolu konuş!' Harika valla, dünyada eşi benzeri görülmemiş bir özgürlük!

Dün akşam bir televizyon kanalında ümmetçi Kürt yazar Mehmet Metiner ile Türk İslam sentezcisi eski MHP milletvekili Mehmet Gül'ün aynı noktada birleşen konuşmalarını dinleyince bir hal oldum. Allah'ım bu ne güzel sohbet!

Bir döme HADEP'te de üst düzeyde yer alan Mehmet Metiner, porgrama İstanbul'dan katılıyor
ve Gül'e şu soruyu soruyor:
-Sevgili Mehmet Gül, ben de Kürdüm ama biz bir milletiz, Türk milliyetçiliği yerine Türkiye milliyetçiliği olsun istiyorum. Ben asla Kürtler için etnisiteye dayalı bir sistem istemiyorum.

Demokratik Cumhuriyet istiyorum. Sen neden bu kadar Türk milliyetçiliğini öne çıkarıyorsun?

Gül'ün cevabı hazır tabi:

-Çünkü Türkiye'deki herkes Türktür. Kürtler de Türktür. 'Ne mutlu Türküm diyene' sözü sizin zan ettiğiniz anlamda kullanılmıyor. Ben sizi zaman zaman takdir eden biriyim..

Programda Şerafettin Elçi de var, o da federasyon istediğini, bunun ayrılık olmadığını benimetmeye çalışıyordu kendince.

Şimdi düşünebiliyormusunuz, Mehmet Gül ve benzerleri Türkiye milliyetçiliğini dahi içine sindiremeyen bir noktada iken, Kürt federasyonundan söz etmek ne kadar düşünce hakkı kapsamında olabilir Türkiye'de. Hele hele ülkenin Başbakanı çıkıp, Avrupa Birliği temsilcilerinin 'Diyarbakır'da ne işi olduğunu' sorguluyorsa, bu düzeydeki bir düşünce ve söz hakkından söz edebilirmisiniz?

Ne bekliyorlar peki Kürtlerden?

Şunu;

MHP'li Mehmet Gül'ün takdirini kazanan Mehmet Metiner'in dile getirdiği, 'Kürdüz ama bir milletiz' şeklindeki sözün tüm Kürtler tarafından dile getirilmesini bekliyorlar.

Böyle olunca konuşma ve düşünme hakkı kullanılmış oluyor aynı zamanda! Yani bu sözler etrafında Kürt gerillası bir il merkezine inip korsan miting düzenlense, yasak masak tanımaz tüm Türk polisi böyle bir korsan miting karşısında el pençe hazır vaziyette durur emin olun..

Bu şimdi Kürde reva görülecek bir düşünce biçimi mi, 'Kürdüm ama sizinle aynıyım'.

Nasıl oluyor bu? O zaman şunu da sözcük dağarcığımıza alalım, belki ilerde tarihçiler ve edebiyatçılar eserlerinde yer verir de işe yarar: Almanım ama Fransızım, İngilizim ama Arap'ım! Aynı isen ayrı bir hakkın olamaz ki! Çıkarılan tüm bu gürültü patırtı, Kürtlerin ayrı olmasındandır, yoksa insanlar neden dağa çıksın, neden dar ağacında can versin. Neden sürgün yaşasın, İmralı'ya kapatılsın. Herkes evine çekilir en fazla işsizlikle mücadele eder, karnını doyurmaya çalışır.

O zaman sorunun adını doğru koyacağız; Kürtler Türk olabilmek için bir çaba içinde olmadıklarına göre, bu mümkün olmayacağına göre, kendi kaderlerini tayin etme hakkına sahip olmalılar. Bu herhangi bir sistem biçimi içinde olabilir, kendileri tespit eder, kimseyi ilgilendirmez.

Bir de şu net anlaşılmalıdır ki, konuşma ve düşünme hakkı, birilerine yaranma hakkı şeklinde değerlendirildiği sürece o bir hak olmaktan çıkar, itaat aracına dönüşür.

Kürt ya da bir başkası olur, itaat etmek için değil, ne his ettiğini ifade edebiliyorsa budur düşünce özgürlüğüdür..

Birilerine psikolojik baskı uygulayarak 'ben varım ama aslında yokum' sözünü söyletebilmeyi vicdani saymamak gerek..

27 Aralık 2004

Şîroveyeke nû binivisêne

The content of this field is kept private and will not be shown publicly.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.