Direkt zum Inhalt
Submitted by Anonymous (nicht überprüft) on 24 October 2009

Ahmet KEKEC

Önderlik davayı sattı mı?

Eve dönüş nümayişlerine TSK'dan da tepki geldi...

Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreteri Tümgeneral Ferit Güler'in konuyla ilgili açıklaması şöyle: “Habur'da karşılama töreninde yaşanan olaylar kabul edilemez. Ülkeyi kutuplaşma ve ayrıştırmaya götürmeyin, bu davranışlardan kaçının. Gelişmeler terörle mücadeledeki azim ve kararlılığımızı etkilemez.“

Ne sert, ne de alttan alan bir açıklama.

Kararında laflar etmiş general...

Eh, bunu yaparken de, “terörle mücadeledeki kararlığımız sürecektir“ cümlesini uygun bir yere sıkıştırmış...

Hiç konuşmasaydı, “izleyici“ pozisyonda kalsaydı daha iyi olacaktı ama, komutanlarımız böyle zamanlarda kendilerini tutamıyor. Tümgeneral Güler de tutamamış; “eve dönüş taşkınlıklarının“ enikonu bir “sonuç“ olduğunu, bu sonucun haklı ya da haksız siyasi iktidara fatura edileceğini düşünmemiş.

Neyse...

Habur Sınır Kapısı'nda bunlar olurken, “önderlik“ cephesinde başka ilginç gelişmeler yaşanıyor.

Bu “önderlik cephesi“, Kürt aydınlarımızın İmralı adasına taktığı isimdir.

İlginç gelişmelere geçmeden önce, “önderlik“le (daha doğrusu “önder“in kendisiyle) ilgili bir çift söz söylemek istiyorum.

Seveni, tapanı, hâşa Rab mesabesinde benimseyeni çok olabilir ama, bu önderlik bana hiç güven vermiyor. Tuhaf bir adamla, denilebilirse bir tuhaf “fenomen“le karşı karşıyayız. “Fenomen“ sözcüğü, geniş anlamıyla zaten her türlü tuhaflığı mündemiçtir ama ben, bu sözcüğün de ötesinde bir tuhaflıktan sözediyorum.

Hakikaten çok tuhaf bir adam...

Bir zamanlar, henüz “Stalinist“ örgütlenmesinin başındayken, Türkiye'den giden gazetecilere, “TSK'nın öncü ve modernleştirici rolünden“ sözediyordu. Hatta, daha da ileri gidip, bölgedeki “feodal gericiliğe“ karşı, öncü modernleştirmecilerin işbirliği yapmaları gerekti

ğini öğütlüyordu.
Bir ara kendisini Atatürk'e benzetmişti.

Doğu Perinçek'in “2000'e Doğru“ dergisi de, olumlu tarafından bakarak, bunu kapak yapmıştı.

İkinci karede, uçakta gözleri bağlı olarak “vatan“a getirilen Abdullah Öcalan görüntüsü var.

Hani, Levent Göktaş olduğu sanılan görevli, “Vatana hoş geldin Öcalan“ demişti ya... Türk matbuatı henüz “bebek katili yakalandı“ psikozundan çıkamamış, bir taraftan da PKK sempatizanları Öcalan'ın yakalanışını protesto etmek için kendilerini yakıp duruyor... Tam o günlerde ilginç bir laf etti önderlik, “işbirliğine hazırım“ dedi.

Benzeri şeyleri mahkemede de söylemişti.

Hayır, bu “işbirliği çabası“nı yargılamak için söylemiyorum...

Madem “önderlik“tir, kimlerle ne düzeyde ilişki kuracağına, hangi modernleştirici mahfillerle işbirliği tesis edeceğine kendisi karar verecektir...

Bir gün, Emre Kongar'la dirsek dirseğe verip “Bu feodalizm bizi yedi bitirdi hacım, bir an önce modernleşelim“ dese, onu bile yadırgamam.

Öcalan budur, PKK böyle bir harekettir zaten...

Nitekim, dün “önderlik cephesi“nden gelen açıklamalar, bunu teyid eder cinstendi.

Mesela, “Önder“, Baykal'ın “açılım“ konusundaki eleştirilerine hak veriyor... “Eve dönüş“ projesinin “devlet aklı“ olduğunu, AK Parti'nin rol çaldığını, “iyi çalışılması“ durumunda, iktidar partisinin bölgedeki gücünün azaltılacağını söylüyor. Bütün mesele AK Parti'ymiş gibi...

Gördüğünüz gibi, “kankalık“ durumları devam ediyor...

Önderlik, süreçten, muhtemelen “gerici“ saydığı (elini taşın altına koymuş) AK Parti'nin değil, “ilerlemeci“ ve “modernleşmeci“ refiklerinin kârlı çıkmasını istiyor.

Size de tuhaf gelmiyor mu bu durum?

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.